KORONAVİRÜS (COVID-19) HASTALARININ BESLENMESİ

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüste çemberin giderek daralması hayatımızda ki sorumlulukları kendimize ve çevremize karşı daha da arttırmayı gerektiriyor.


Her virüsün hedef dokusu olduğu gibi korona virüsünün de hedef dokusu vardır; Akciğerler!
Özellikle çevrenizde biri hapşırdığında, havaya içerisinde virüs barındıran yaklaşık 20,000 küçük partikül dağılır. COVID-19 tarzı virüslerin yayılımı havada hareketli kalması ve sizin onunla kontak halinde olmanızla ortaya çıkar.


Virüsler her yerdedir. Virüsün amacı kendi DNA veya RNA’sını konak hücreye göndererek kendini kopyalatmak ve böylece çoğalmaya devam etmektir.


Bazı virüsler uyku halindedirler ve ortaya çıkmak için insanların yaşlanmasını, bağışıklığın zayıf düşmesini, beslenme eksikliklerini veya stres durumunu beklerler. Çoğu insanda, stres durumunda neden virüslerin ortaya çıktığı ve insanların hasta oldukları sorusunun cevabı da budur.


Her bireyde farklı belirtilere yol açabilen bu virüs özellikle kronik hastalığı olanlar, uyku düzeni olmayan ve buna ek olarak bağışıklığı düşmüş ve bedensel hareketi yeterli olmayan bireylerde ciddi etkiler göstermektedir.


Egzersiz yapmak, kortizol gibi stres durumunda ortaya çıkan hormonların düşmesine yardımcı olur. Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için özellikle açık havada spor yapmaya ağırlık verin.


Yukarıda yer alan tüm bu faktörler arasında en çok kontrol edebileceğiniz faktör ise aldığınız besinlerdir. Aldığınız doğru besinler sizin hem bağışıklık sisteminize destek olmaya hem de stres faktörünüzü azaltmanıza etki edecektir.
Hastalık öncesi çok fazla araştırma yapmış olsak bile tanı konulduğunda maalesef hastalığın verdiği psikolojik çöküntü ile süreci nasıl devam ettireceğimizi bilemiyoruz.


Tedaviye başlamak için öncelikle kesin tanı konması gerekmektedir. Yapılan COVID-19 sürüntü testlerin doğruluk payı tartışmaya açık olduğu için tanı konulmasında en etkili yöntem tomografi sonuçlarıdır.
Tanı sonrası eczanelerde satılmayan sadece hastanede doktorunuzun verdiği ilaca ek, eczaneden temin edilen C vitaminini ve ağrı kesici ateş düşürücü ilaçları aldıktan sonra ( bu ilaçlar hastanın durumuna göre değişebilir) ki süreç hem hasta hem de hasta yakını olan kişi için çok önemli. Bu arada dikkat edilmesi gereken bir husus da: yüksek ateş, ağrı vb. durumlarda hekiminize danışmadan ilaç almamanız gerektiğidir. Bazı ilaçların hastalığı bu süreçte tetiklediği uzmanlar tarafından açıklanmıştır.


Tanı konuldu , COVID-19 pozitif çıktı. Peki neler yapmalıyız?


Evinize geldiğinizde kafanızda bir sürü soru ve şaşkınlık olabilir. Yapılması gereken öncelikle sakin olmak ve panik yapmamaktır.
Bu tedavinin ilk unsuru moral yüksekliğidir. Yukarıda belirtildiği gibi stres vücutta uyuyan virüsleri ne yazık ki harekete geçiriyor.
Siz ya da evinizde bakmak zorunda olduğunuz kişi veya kişilerin morale çok ihtiyacı olacaktır.


Bunlara ek olarak her yenilen yemek kontrol altında olmalıdır . Özellikle ciğerlere kadar inen virüs ara ara tanımlanması güç yüksek ağrılar yapabiliyor. Kişi bu durumda midesinde şişkinlik olduğunu söyleyerek yemek yemeği reddediyor. Bu aşamada kişi kronik diyabet hastası ise durum ayrıca tehdit içerebiliyor. Açlık sebebi ile kan şekeri ani düşmeler yaşatarak bayılmalar ortaya çıkıyor.


Vücudunuzu belirli yiyeceklerle , yeterli miktarda beslemek bağışıklık sisteminizi güçlü tutmanıza yardımcı olacak ve enerji seviyenizi arttıracaktır.
Enfeksiyonlarla mücadele için gerekli olan besin öğeleri A, C, D ve E vitamini, selenyum ve çinko mineralleridir.
Ara öğünlerinizde tercih edebileceğiniz; selenyum, E vitamini, çinko kaynağı olan ceviz, badem, fındık, Antep fıstığı, keten tohumu, kabak çekirdeği gibi yağlı tohumlara,keçiboynuzu ve hurmaya günlük rutininizde yer vermeyi ihmal etmeyin.
C vitamini kaynaklarından limon, portakal, greyfurt, mandalina, kivi, kırmızı ve yeşil biber, taze kuşburnu, domates, ıspanak, roka, maydonoz gibi yeşillikler bağışıklık sistemimize destek veren besinlerdendir. Ayrıca A ve C vitamini açısından çok zengin olan ananas ve üzümü de ara öğünlere dahil etmelisiniz. Üzüm akciğerleri temizlediği için Covid-19 hastalarının aksatmadan tüketmektesinde fayda vardır.


Sürekli evde geçirilen vakit psikolojik etkinin yanında fiziksel etkiler de yaratmaktadır. Her sabah perdeleri açıp güneş ışığının evimize girmesine özen gösterelim. Mümkün olduğunca temiz hava alabilmek ve güneş ışınlarından yararlanmak için balkon da vakit geçirmekte fayda var. Böylece güneş ışınları vücudumuza daha iyi etki edecektir.
Bu dönemde aşırı terlemeler oluyor bir nevi zatürreyi tedavisi gördüğünüz için en ufak rüzgara karşı bile tedbirli olmak gerekiyor. Yumurta sarısı, süt, yağlı balıklar ve mantarlar D vitamini içeren besinlerdir.
Mevsim sebze ve meyvelerini tercih edin. Vücut sisteminin çalışma ritmi ve mevsiminde yetişen gıdaların birbirine özgü olduğunu unutmayın.
Bağırsak florası bağışıklık sistemi için çok önemlidir. Bağırsak mikrofloranızı beslemek için yüksek diyet lifi içeriğine sahip gıdaları daha çeşitli şekilde tüketmeniz önemlidir. Daha fazla bitkisel kaynak içeren sebzeler, meyveler, kuruyemişler, tam tahıllı yiyecekler, kuru baklagiller gibi yiyeceklerin tüketimi bağırsak florası açısından daha iyidir. Bağırsak florası lif, bakliyat ve fermente yiyecekleri sever. Kefir, yoğurt, ekşi mayalı ekmekler,turşu fermente ürünler arasında yer almaktadır.


Hastalardaki COVID-19 belirtileri değişiklik göstermesine rağmen, özellikle hastalığı ilerleyen kişilerde aşırı terleme ile birlikte vücutta çok fazla su kaybediliyor. Bol su tüketmek kaybedilen sıvıyı yerine getirecektir. Kuşburnu, ada çayı, ıhlamur gibi bitki çayları içilirken, tüketilen günlük su miktarına dahil edilmemelidir.
Ayrıca virüs ciğerlere yerleştiğinde ortamda bulunan kişilere bulaşma olasılığı daha yüksek oluyor. Enfekte olan kişi ile aynı evde maske takmanın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Tek kullanımlık havlu kullanmaya, evi özellikle ortak kullanım alanı olan tuvalet ve banyoyu sürekli temizlemeye, hasta kişinin nevresimlerini maske kullanarak her gün değiştirmeye dikkat etmeliyiz. Tabaklarda kalan yiyecekler maalesef ki başka kişi ya da kedi köpek gibi hayvanlarla kesinlikle paylaşılmamalı, çöpe atılmalıdır .


Hasta olan kişileri ilaçlara ek olarak biran önce ayağa kaldırmak için kesinlikle beslenme çok önemlidir. Hasta yakınları da virüse karşı kendilerini korumak için aynı özen ile beslenmelidir.
Kesinlikle uyku düzeni oluşturulmalıdır. Hastalık süresinde sabaha karşı hastalık ağrılar ile kendini hatırlatabiliyor. Bu da hastanın uykusuz ve bitkin düşmesine sebep oluyor. Mümkün olduğunca geç saatte yatmamaya ve kaliteli uyku uyumaya özen gösterilmelidir.

Unutmamalıyız ki virüs vücuda girdikten sonra 14 gün sonra tamamen iyileşmiş olma garantisi yoktur.Vücudun aldığı hasarı onarmak için, kaybettiği enerjiyi geri kazanmak için zamana ihtiyacı var.Süreç sonrası da temastan uzak, dengeli beslenme, kaliteli uyku ve hafif spor yapmaya başlayarak hastalığın kalan etkilerinden arınabiliriz.

ARZU ÇALIŞKAN ERSOY

Önceki İçerik

JULIA CHILD

Sonraki İçerik

HUMUS

One Comment

  • Çok faydalı bır yazı teşekkürler 🙏

Bir Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir