Şemsa’nın yemekleri, insanı mutlu eden, içini ve ruhunu ısıtan, ağırlık yapmayan yemekler… O yüzden millet ölüp bitiyor. Bir de onun lokantasının prensipleri var. Şemsa’nın var aslında. Şemsa, ünlü ünsüz, paralı parasız ayırmıyor, adam kayırmıyor, onun lokantasına giren herkes eşit muamele görüyor. En güzel tarafı da… Şemsa az biraz huysuz. Bence en şahane ve onu herkesten ayıran özelliği bu. Huysuzluk aslında şu: Kimseyi takmıyor, o ne der, bu ne der aldırmıyor, Şemsa ne düşünüyorsa onu yapıyor, doğru bildiğini yapıyor. İşte o yüzden 15 yıldır Kantin dimdik ayakta ve hep yeni kalmayı başarıyor.
https://www.armanayse.com/semsa-denizsel/
Şemsa Denizsel 1967 yılında İstanbul da dünyaya geldi. Avusturya Lisesini bitirdikten sonra ailesine Amerika da aşçılık okuyacağını söylediğinde saçmalık diye tepki aldığını söyleyen Şemsa Denizsel hiç okumak istemediği halde Londra da Halkla İlişkiler Bölümünde okudu. Okurken bir mutfakta bulaşık yıkadı, patates soydu ve sabahın altısında kalkarak yeşillik yıkadı.
İstanbul’a döndükten sonra 1992 yılında Vizyon Dekorasyon dergisinde işe başladı, ancak fotoğrafa olan ilgisinden dolayı life style fotoğraf sitilisti oldu. İşini severek yaptığı için uzun yıllar bu sektörde devam etti ve yemek sitilistliği işine yöneldi. Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği’nin Burç lokalinde işletmeci olarak görev yaptı. Ardından ortağı ile birlikte Kantin‘i açtı.

Burada Yeni İstanbul Mutfağı adı altında yemekler yaparak 18 yıl insanlara hizmet etti. Yemekleri ile kısa sürede meşhur oldu. Akşam evinde yemek yapamayan veya misafir geldiğinde misafirini güzel ağırlamak isteyenlerin tercih ettiği ve evlere servis yapan bir formda işlerini büyüttü. Şimdi Avalık’ta bir zeytinlikte kendine has bir mutfak kuruyor. Yörenin ürünlerinin kullanılacağı yemekleri öğretmek onun ideali. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde konferans vererek insanları sağlıklı yemekler konusunda bilinçlendiriyor.
“İYİ YEMEK HERKESİN HAKKI”
İyi yemek herkesin hakkı tutku ile gerçek her zaman yan yanadır. tam da bu yüzden kantin’den beri Şemsa denizsel bize hakiki lezzetler sunuyor. bu devirde çok az bulunabilecek bir eser var burada: numarasız, boyamasız, gerçek bir yemek kitabı. her satırı tutkuyla yazılmış… Öyküsü olan bir yemek kitabı bu. sahici, doğrudan ve olduğu gibi. bir makarna hamurunda Şemsa denizsel’in bu yolda attığı ilk adım var örneğin. enginarın anlatacakları, yumurtanın söyleyecekleri var. yalnızca sofranıza değil, kalbinize de iyi gelecek öyküler anlatacaklar aslında bir bir olasıdır ki varlığı insana iyi gelen kitaplar serinize ekleyeceksiniz, iyi de edeceksiniz. bırakın kendinizi, Şemsa denizsel ve yemekleri alsın sizi kendi öykülerinin içine…
2019 yılında yayımlanan kitabında işte bu sözleriyle hem mesleğin içinde çalışanlara hemde kendi halinde tutku ile yemek yapanlara ilham vermiştir. İyi yemek herkesin hakkı sloganını herkes benimsemiş ve yemeğe verilen değeri, sevgiyi birden on katına çıkarmıştır.
